ntvmsnbc’den neden ayrıldım.

Bugün aynı soru tekrar soruldu, “abicim işine karışmak gibi olmasın ama, medyayı bırakıp kodculuğa geçmek ne kadar doğru” şeklinde.

Bu sorunun cevabını vermek lazım. ntvmsnbc’de gerçekten çok mutluydum, çalışma arkadaşlarım muhteşemdi, NTV zaten apayrı bir ekol. Bir gazetecinin çalışabileceği en iyi kurumdur Doğuş Yayın Grubu. Böyle bir yerden ayrılmak ise gerçekten verilmesi zor bir karar. Ancak, benim karakterim biraz, -Oray Eğin’in deyişiyle- “LOUD”, McCann’den iş arkadaşım Tolga Hırsova’nın deyişiyle de “Ritmi bozuk”.

Herkes sabit bir ritmle tik tak işleri götürürken, ben tak tik şeklinde ilerliyorum, bana profesyonel hayatımda sorun yaşattı mı? Hayır. Şu güne kadar yaptığım hiçbir işi eksik bitirmedim. İsteyene sorabilirsiniz. Zaten bazı sosyal medya guruları gibi çalıştığım her işten kovulmamış olduğum da profesyonel karakterimin oldukça sağlam olduğunun bir göstergesi olsa gerek. “Yenilikçi, birleştirici, blog yazarı” gibi “yaptığın yenilik nedir” veya “neyi birleştirdin sen”, “iyi ama blogunu da sürekli güncellemiyorsun ki yavrum”  gibi sorulara cevap veremeyecek insanlar gibi yalan sıfatlarla dolaşmıyorum. Yaptığım belli, eserlerim belli. Yani bu konuda bir sıkıntımız yok. Ancak bu bozuk ritm, karşımdaki insanların beni anlamamasına, anlamadığına da hemen etiket yapıştırmasına neden oluyor.

“Norm” kavramı bana göre oldukça yanlış bir kavram. Bir kere kendi içinde çelişkili! Bir toplumun normu yaşlılarını buzulların üstüne koyarak ölüme terk etmek olduğunda, başka bir toplumda bu davranış “anormal” diye nitelendiriliyor. Tıpkı bir deli hastanesinde anormal diye tıkılanların içinde dolaşan bir doktorun asıl anormal olan kişi olması gerektiği gibi. İşte bu “normal”lere göre, ben çok anormalim. Anormal olduğum için de buna bir kulp takmak için kaşınan çok. Bir de etraflarında olan goygoycu tayfanın oyuncağı olmaya çok meyillilerse, o zaman kulp kaçıyor.

İşte bu kulp kaçırıcı normallerle yüz göz olmama neden oldu ntvmsnbc. Ben de -haliyle- “Loud” olduğum için, oldukça sert tepki gösterdim. Çünkü yaptığım iş ile kimliğimi birbirinden kesinlikle ayırdığım halde, toplum normu “ne iş yapıyorsan osun” olduğundan olsa gerek, anlaşılmadı ve, bu “otu boka karıştırmaya bayılan mahalle karısı ağızlı erkek müsveddeleri” ile daha fazla yüz göz olmamak, yaptığım iş ile göz önünde bulunmamı engelleyecek, daha mütevazi bir iş arayışına geçtim. Haziran ayında iGOA ile yollarımı kesiştiren de bu oldu. Oradan ayrılışımın sebebi ise, tamamen maddi bir konu, evime giren hırsız, tepetaklak ilerleyen birkaç hafta ve sonrasında McCann Erickson’da açılan kapıdır.

Ben, kişisel problemlerimi insanların içinde tartışmayı sevmiyorum, toplum normu biraz “mahalle karısı ağzı”ndan yana olduğundan olsa gerek, bu tip konular insan içinde çığırtkanlık yaparak konuşulduğunda da, verdiğim cevap veya girdiğim tartışma da, ciddiyetsiz oluyor. Zaten biliyorsunuz, Türk toplumunda haklı olmak istediğinizde ilk “mağdura yatan” olmanız gerekiyor. Toplum da teşbihi beliğden bihaber olduğundan (ulan ben de çok safım, millet -de’yi -da’yı ayıramazken, bir de çevrimiçi ortamda teşbiği beliğ yapıyorum) ifade etmek istediğiniz anonimiteyi “orospu çocuğu*” diyerek ilettiyseniz bir de hemen suçlu ilan edilirsiniz. Varsın olsun. Sırf bu tip denyolar daha fazla bulaşmasın diye ayrıldım ntvmsnbc’den. Durum budur. “ntvmsnbc’ye güveniyor götoğlanı, oradaki konumuna güveniyor” lafları durulsun diye. Konumsuz insanlar tarafından da “o gelirse ben gelmem” uygulaması yapılması aslında, zamanında bu pozisyonu nasıl kullanabilecekken, eşeklik edip kullanmamış olduğumu da gösteriyor.

Özet: Efendim ntvmsnbc’den hakkımda çıkan dedikoduları duymaktan yorulduğum, sıkıldığım, tiksindiğim için ayrıldım. İstifa ederken de zaten bu durumu sevgili Ebru Çapa ile paylaşmıştım, gazeteci olarak PCnet’te halen sessiz sakin, sürekli olmasa da yazma isteğimi tatmin edecek kadar yer ediniyorum, zaten bir kısım arkadaşlar gibi yazıcam deyip yazmayan biri değilim. Sağ olsun o başarısız arkadaşların uyandırdığı isteği ben karşılıyorum şimdi.

Not: Şu Friendfeed denen mecrada hala milletin sakız gibi çiğnediği “orospu çocuğu” şu anlama geliyor: Herkes bir orospu çocuğundan bahseder, ortada bir orospu çocuğunun olduğu aşikardır, ancak bu zavallı çocuğun kim olduğu kimse tarafından bilmez, ismi cismi yoktur, anonimdir çünkü. Hıncını çıkarmak istediğine hemen “orospu çocuğu” lafını yapıştırırsın. Eğer, “orospu çocuğu” olmak istemiyorsan, yani anası belirsiz, babası belirsiz, kim olduğu belirsiz olmak istemiyorsan, anonim takılmamalısın. Anonim olmayan, “yanlışsın arkadaşım, ben orospu çocuğu değilim” deme şansına sahiptir çünkü. Anonim olansa istediği kadar “ben orospu çocuğu değilim” desin, “kimsin sen” sorusuna verecek bir cevabı yoktur. Bunu anlamak için biraz aksak ritmli olmanız gerekse de, ben yine anlatayım, anlayan anlasın.