Günaydın!

Buraya yazmıyorum içimdekileri ne zamandır. Unuttuğumdan daha ziyade, yazmak istemediğimden. Şu an içimdekileri dökmem lazım, çünkü “hayatın devam etmesi” çok boktan.

Hayat nasıl devam ediyor yahu? Hayattan tad aldığın anlarda yanında olan(lar) yokken, hayat nasıl, niçin devam ediyor? Tadsız hayat mı olur?

İletişim “0”a inmiş olsa, hatta 5 yıldır hiç konuşmamış, karşılıklı karpuz suyu içmemiş olsan bile her şeyin “ilk”ini yaptığın insan(ları)ın artm hayatta olmaması daha çok yalnız ve çaresiz hissettiriyor. Hani derler ya, gitmesen de kalmasan da orda uzakta bir köy olduğu yeterli olmuyor muydu?

Oysa ilkokuldan lise bitene kadar her okul çıkışında gidip bi karpuz suyu, bulamadın limonata içerdin.

Hele ki bu insanlar sana sabi sübyan iken “zalambOdOnt” demene neden olanlarken.

Vay anasını ya! Cidden yaşlandıkça yalnızlaşıyormuş insan ama kimse bize herkes öldüğü için olduğunu anlatmamış bunu.

Baktıkça içim acıyor. Son bir kez görmüş olamamak fena koyuyor. Sonucu değiştirmeyecek olsa bile son bir kez görmüş olmak istiyorum resmen. Aklım allak bullak, gidişatım kötü. Ait olduğum ilk “çete” artık ilelebet yok.

Babam çocukluk arkadaşlarından bahsederken gözleri parlar, onlarla bir araya geldiğinde çocuklar kadar şen olur gözlerinin içi. Benim çocuklarım beni o şekilde göremeyecek. Bunu nerden düşündün deme, bunlar karıştırıyor aklımı şu an.

Çorbaya döndüm.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.